Cyprus / Kıbrıs (TR)

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) 2022 Basın Özgürlüğü Endeksi’nde, “Kıbrıs anayasası basın özgürlüğünü garanti etse de siyasi partiler, Ortodoks Kilisesi ve ticari çıkarlar ülke medyasını büyük ölçüde etkiliyor,” diyor. Hem kamu kuruluşları hem de ticari kuruluşlar reklam, abonelik ve diğer satış odaklı gelirlere dayanan medya kuruluşları işletiyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler’e göre Kıbrıs’ta dokuz gazete (Phileleftheros, Alithia, Haravghi ve benzeri), yedi TV kanalı ve yedi radyo istasyonu var.

RSF, medyada çoğulculuğa zararlı ve ülkedeki gazetecilerin otosansür uygulamasına yol açan birkaç faktörün altını çiziyor. Bunların arasında gazetecilerin işlerine doğrudan müdahale, medya gücünün artan şekilde bir noktada yoğunlaşması ve içerikleri hazırlayan kişilerin kimliklerine dair şeffaflıkta eksiklik var.

Ayrıca RSF şunu ekliyor, “Politikacılar ve medya patronları arasındaki gayri resmi ilişkiler de politikanın medya sektörü üzerindeki etkisini güçlendiriyor.”

Kıbrıs’taki gazeteci topluluklarını destekleyen üç gazeteci sendikası var:

Kıbrıslı Gazeteciler Sendikası, Türk Kıbrıs Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Sendikası.

Son güncelleme: Ocak 2023

GENEL BİLGİ

Pandemi, ekonomik istikrarsızlık, dezenformasyon ve savaşın neden olduğu ve birçok kişinin “medyanın imhası” olarak tanımladığı bir ortamda, giderek artan sayıda bağımsız haber kuruluşları ortaya çıktı.

Köklü bir geçmişe sahip haber medyası son on yıl içinde ekiplerini küçültürken, Avrupa çapında yeni kurulan dijital medya kuruluşları hızla yayıldı ve habercilikte boş bırakılmış alanları doldurmayı, ilgisini yitirmiş kitleleri kendine çekmeyi ve hayati bilgileri paylaşmanın denenmemiş yollarını bulmayı başardılar. 

Bu araştırmanın gerçekleştirildiği 40’ın üzerindeki ülkenin siyasi, ekonomik ve dilsel farklılıklarına rağmen Project Oasis rehberinde yer verilen 540 dijital medya kuruluşu çok sayıda ortak zorluk ve fırsatlarla aynı anda karşı karşıya.

Kilit bulgularımız arasında şunlar var:

  • Genç kitlelere hitap etmek için sosyal medyayı kullanıyorlar, sansürden kaçmak için güncel haberleri Telegram üzerinden gönderiyorlar ve gazetecilikte gözardı edilmiş topluluklara erişmek için yurttaş haberciliği konusunda toplumu eğitiyorlar.
  • Bu kuruluşların yüzde 85’inden fazlası göç, sığınmacılar, toplumsal cinsiyet ve feminizm gibi konular da dahil olmak üzere toplum ve insan haklarının haberleştirdikleri temel konuları oluşturduğunu söyledi.
  • Yüzde 50’den fazlası araştırmacı gazeteciliğe kaynak ayırıyor ve çoğu sınır ötesi hikâyeleri anlatabilmek için ortaklıklar kuruyor.
  • Bu raporda ele alınan medya girişimlerinin kurucularından yüzde 58’inden fazlası kadın. İş birliğine çok yatkınlar ve çoğunun iki veya daha fazla kurucu ortağı var.
  • Kurucu kadro içerisinde hem  kadın hem de erkeklerin  olduğu medya kuruluşları, yıllık ortalama 509.740 avroyla en yüksek gelirlere sahip. 
  • İş geliştirmeye yatırım yapan kuruluşların, kurdukları yapılar daha sürdürülebilir özellikte. Gelir kaynakları oluşturmakla yetkili en azından bir çalışanı olan medya kuruluşları, bu görevde kimseyi istihdam etmeyenlere göre yıllık ortalama altı kat daha fazla gelir elde ediyor: Bu gelirler yıllık 95.629 avroya kıyasla 598.539 avro olarak görülüyor. 
  • Bu araştırmada yer alan medya kuruluşlarının yarısından fazlası kâr amacı gütmeyen kuruluşlar. Kâr amacı güden girişimlerin çoğu da elde ettikleri kârla doğrudan gazeteciliğe yatırım yapmakta kullanıyor.
  • Kâr amacı gütmeyen medya kuruluşlarının ana gelir kaynakları sırasıyla; hibeler, bireysel bağışlar ve abonelik. Kâr amacı güden kuruluşların birincil gelir kaynakları ise reklam, web sitesi abonelikleri ve hibeler.
  • Geliri çeşitlendirmek kilit önem taşıyor ancak çok fazla kaynak olması daha başarılı olunacağı anlamına gelmiyor. Sürdürülebilirliği ve bağımsızlığı sağlamak için iki ile altı arasında farklı gelir kaynağına sahip olabilmek en uygun seçenek görünüyor.
  • Dijital medya kuruluşları, topluluklarına sıkı sıkıya bağlı gönüllüler tarafından yürütülen küçük start-up’lardan, her ay milyonlarca sayfa görüntülemesi elde eden ve yılda milyonlarca avro gelir kazanan, kârı yüksek çok platformlu işletmelere kadar değişiyor.
  • Bu çalışmada yer alan medya kuruluşlarının bazıları 20 yılı aşkın bir geçmişe sahip olsa da, yarısından fazlası son on yılda yayına başladı. 2016’nın en fazla sayıda kuruluşun yayın hayatına başladığı yıl olduğu saptandı.  

Sürdürülebilirliği elde etmek zor ve başarının da basit bir formülü yok. Ancak görüştüğümüz medya liderlerinin çoğu, kitlelerine hizmet etmek için ihtiyaçları olan desteği bulmanın bir şekilde mümkün olduğunu kanıtlıyor.

“Oligark da yok, ödeme duvarı da yok. Sadece sizin bağışlarınız ve bizim çalışmamızla.” 2009 yılında kurulan Çek dijital medya kuruluşu “Deník Referendum”un sloganı böyle.  Genel Yayın Yönetmeni Jakub Patočka, bu yöntemi bize şöyle açıklıyor: “Yazıların altında yorum bırakarak tartışmaya katılmak isteyen okuyucular ücret ödüyor. Bu yaklaşım mütevazi bir gelir yaratıyor ve ayrıca tartışma kültürünün inşa edilmesine de yardım ediyor.”

Üyelerden gelen katkılarla finanse edilen medya kooperatifleri, rehberimizde yer alan yayınlardan bazılarının kullandığı ilginç bir model. Birleşik Krallık’ta “The Bristol Cable” kooperatifinin üyeleri aynı zamanda “demokratik hissedar”. Bu kavram  kuruluşun yıllık genel toplantılarına katılabilecekleri, içerik politikalarına karar vermek için oy kullanabilecekleri  ve icracı olmayan yönetim kurulu üyeliklerine adaylıklarını koyabilecekleri anlamına geliyor.

Rehberimizi oluşturmak için ele aldığımız medya girişimlerinin çoğu gazeteciler tarafından, genellikle sınırlı kaynak ve iş deneyimiyle kurulmuş, yine de kurucular belirtilen ve daha pek çok başka zorluklara rağmen önümüzdeki yıllarda büyüme beklediklerini söylüyorlar.

Medya sektöründe çalışan okuyucular için bu girişimlerin bazıları tanıdık olabilir. Gene de Avrupa’daki bazı ilham verici örnekler arasında sizi şaşırtacak kuruluşlar bulacağınıza inanıyoruz. Bununla birlikte Project Oasis’in bu ilk versiyonunun, Avrupa rehberimize eklenmesi gereken tüm medya kuruluşlarını içerdiğini iddia etmiyoruz.

Bu çalışmada ulaştığımız sonuçların çoğu önceki araştırma projelerimizin bulgularıyla tutarlılık içerisinde. Araştırmanın bağlamını daha kapsamlı ortaya koyabilmek  ve karşılaştırma imkânı sunabilmek için raporun bütününde yukarıda belirtilen kilit bulguları ayrıntılarıyla ele alıp inceliyoruz.

Bu araştırma projesi, SembraMedia olarak 2015 yılında Latin Amerika, İspanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde İspanyolca konuşan toplulukların benzer yapıdaki medya kuruluşlarını incelerken geliştirdiğimiz bir metodoloji kullanılarak gerçekleştirildi. 2022 yılında Project Oasis’e başladığımızdan beri projede yerel deneyime sahip 34 araştırmacı da dahil olmak üzere 60’ın üzerinde insan çalıştı ve 30’u aşkın dilde medya kuruluşlarını gözden geçirdiler, analiz ettiler ve görüşmeler yaptılar.

Bu raporun ve medya kuruluşları rehberinin nihai olmadığını ve Avrupa’daki tüm bağımsız dijital medya kuruluşlarını kapsamadığını unutmamak gerekir. Bu aşamanın, gelişmeye devam edecek bir araştırma projesinin ilk adımı olmasını umut ediyoruz.

Yoğun işleri arasında araştırmacılarımızla konuşmak için zaman ayıran medya liderlerinin yenilikçi ruhundan, kararlılığından, cesaretinden ve sıklıkla ödüllere layık görülen gazetecilik çalışmalarından ilham alıyoruz.

Daha önce yapılan çalışmalardan da öğrendiğimiz kadarıyla, Project Oasis rehberinde yer alan kuruluşların benzeri  girişimlerin ön plana çıkarılması, medya liderlerinin bilgi paylaşımı ve iş birliği yapmasına ve çalışmaya devam edebilmelerine; ayrıca ihtiyaç duydukları ve hak ettikleri hayati desteği alabilmeleri adına kurumlar nezdinde daha görünür olmalarını ve tanınmalarını sağlamaya yardım ediyor.

_